Bizi Takip Edin  

   

Ziyaretçi İstatistikleri  

223377
BugünBugün791
DünDün530
Bu HaftaBu Hafta4611
Bu AyBu Ay15247
Tüm ZamanlarTüm Zamanlar2233770
Online 8
   
Pazar, 04 Ağustos 2013 22:34

GÜNDEM

Written by Beki BARON

Oldukça hareketli bir yaz dönemi devam ediyor. Bir yandan bilinçli hedeflerimiz üzerinde devam eden dönüşüm baskısı, bir yandan da abartılı bir hareket isteği kendimizi ifade ederken kontrolümüzü kaybetmemize neden olabilir

 

 

Oldukça hareketli bir yaz dönemi devam ediyor. Bir yandan bilinçli hedeflerimiz üzerinde devam eden dönüşüm baskısı, bir yandan da abartılı bir hareket isteği kendimizi ifade ederken kontrolümüzü kaybetmemize neden olabilir. Ekonomik konularda girişimlerde bulunmak istesek bile henüz olgunlaşmamış enerjiler var. Spekülatif hareketlenmeler beklediğimiz kazançları getirmese de ortama belirgin bir yoğunluk kazandırabilir. Özgürlükler, bireysel haklar için verdiğimiz mücadele şu an için sonuca ulaşmaktan uzak gibi görünüyor olabilir. Ama oldukça uzun süredir devam eden bu sorunların çözümü elbette hemen olmayacaktır. Önümüzdeki aylarda gerçekleşecek olan tutulmalar adalet beklentimizi tetikleyerek derinden gelen yeni bir organizasyona neden olabilir. Bu süre içinde çehremizi değiştirmek, ilişkilerimizi gözden geçirmek, var olan amaçlarımızda zorlu ama ilkeli bir revizyona gitmek için çaba sarf edeceğiz. Her ne kadar duygularımızı nezaket ve uyum sınırları içinde ifade etmeye çalışsak ta işbirliğine gitmek zannedildiği kadar kolay olmayabilir. Söylemlerdeki katılık ve uzlaşmazlık içten içe incinmelere kırgınlıklara yol açıyor, küskünler topluluğunu oluşturuyor olabilir.

Bütün dünyada olduğu gibi bizde de dönüşüm ihtiyacı söz konusu. Bu dönüşümün içten gelerek kabul edilmesi tabii ki olayların akışını kolaylaştıracaktır. Her ne kadar dışarıdan da üstümüzde baskı hissedeceğimiz müdahaleler olsa bile özünde bu dönüşümü talep eden aslında bizleriz. Toplum içinde bireyselliğimizi ve enerjimizi açığa çıkartan ani sarsıntılar belki de ne istediğimizi anlatmamızı engelliyor, statükoyu muhafaza etmek adına gösterilen çaba tarafların birbirlerini dinlemesine müsaade etmiyor. Evrendeki her şey gibi bizlerin ve ülkelerin dönüşümü kaçınılmazdır. Fakat kendi içimizdeki dönüşümü gerçekleştirirken sarsıntıları rahat atlatabilmemiz için ideallere sıkı sıkıya sarılmalıyız.

Erdemli ve mükemmele ulaşmak için kurduğumuz hayaller doğru zeminler üzerinde yücelebilir, fakat şişirilmiş beklentiler bu hedefleri bir ütopyadan iberet kılar. ‘’Daha erdemli bir toplum olmak için harekete geçeceğiz fakat Jüpiter beklentileri yükseltirse her şey bir ütopyadan ibaret kalır’’.

Tıpkı üzerinde yaşadığımız topraklar gibi hedeflerimiz ve hayata bakış açımızda son derece kaygan ve değişken ve sürekli değişen ama bir türlü sınırlarını belirleyemeyen bu zemin artık dönüşümünü tamamlarken kendi sınırlarını da çizmek istiyor. Varoluş amacımızdaki bireylerden topluma varmak ve bir bütün oluşturmak isteği artık yerini bireylerinde kendi özgürlüklerini ifade edecekleri daha ideal ve ilkeli bir topluluğa dönüşmeyi getiriyor.

 

Read 11454 times
   
© (2012-2015) AstroFİBER - Sitede yayınlanan bütün yazıların hakları AstroFİBER'e aittir. Kaynak gösterilerek bile olsa yazıların bütünü ya da bir kısmı özel izin alınmadan kullanılamaz.